Cevap : Hiyerogliflerin çözülmesi, Rosetta Taşı'nın keşfi ile mümkün hale gelmiştir. Rosetta Taşı, 1799 yılında Fransız askerleri tarafından Mısır'da bulunan ve üzerinde aynı metnin üç farklı dilde (hiyeroglif, demotik ve antik Yunanca) yazıldığı bir taştır. Bu taşın bulunması, hiyeroglif yazısının çözülmesi için büyük bir dönüm noktası olmuştur. Fransız bilim insanı Jean-François Champollion, Rosetta Taşı üzerindeki metni inceleyerek hiyerogliflerin anlamını çözmeyi başarmış ve Mısır hiyerogliflerinin okunmasına katkıda bulunmuştur.

Hiyerogliflerin çözülmesi, Fransız bilim insanı Jean-François Champollion'un çalışmaları sonucunda gerçekleşti. Jean-François Champollion, Mısır hiyerogliflerinin çözülmesinde önemli bir role sahipti.

1819 yılında doğan Champollion, genç yaşlardan itibaren antik diller ve yazıtlar üzerine büyük bir ilgi gösterdi. Daha sonra Mısır'da yapılan kazılarda bulunan hiyeroglif yazıtları üzerine yoğunlaşmış ve bu eski yazının çözülmesi konusunda çalışmalara başlamıştır.

Champollion, Rosetta Taşı olarak bilinen bir taş üzerindeki yazıtları inceledi. Rosetta Taşı, aynı metni üç farklı dilde (Mısır hiyeroglifleri, Mısır demotik yazısı ve Antik Yunanca) içeriyordu. Champollion, bu farklı dilleri karşılaştırarak bazı harf ve sembollerin benzerliğini fark etti. Bu benzerliklerden yola çıkarak Mısır hiyerogliflerinin bir harf ve sembol sistemi olduğunu keşfetti.

Jean-François Champollion, çeşitli metinleri karşılaştırarak ve çözümlemeler yaparak Mısır hiyerogliflerini adım adım çözümledi. 1822 yılında, Eski Mısır hiyerogliflerinin temel harf ve sembollerini çözümlediğini ve bu yazı sistemini okuyabilen bir dilbilimci olduğunu ilan etti. Bu çalışması, antik Mısır uygarlığına ait birçok yazının anlaşılmasını sağlamış ve bu yazıtların tarihi ve kültürel açıdan anlamını açığa çıkarmıştır.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat