Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

İletişim öğeleri 9. sınıf pdf

İletişim öğeleri 9. sınıf pdf sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2022-10-11 07:15:04

    Cevap :

    9. Sınıf İletişim ve Ögeleri Konu Kazanımları

    1. İletişimin önemi ve değeri nedir?
    2. İletişimde yer alan öğeler, iletişimin ögeleri nelerdir? İletişim ögeleri ile ilgili sorular nelerdir?
    3. Gönderici-alıcı ilişkisinde göstergelerin yeri ve önemi nelerdir?
    4. Dil-insan ilişkisinin belirlenişi nelerdir? Bilgi ve iletişim nedir?
    5. Dille gerçekleştirilen iletişimle diğer iletişimler arasındaki farklılıklar nelerdir?
    6. Dilin işlevlerinin nitelikleri nelerdir?
    7. Dil-kültür ilişkisinin belirlenişi nasıl gerçekleşir?
    8. Kullanımdan kaynaklanan dil farklılıkları nelerdir?

    İletişim

    Duygu, düşünce, istek veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla (yazı, konuşma ve görsel işitsel araçlar vb.) başkalarına aktarılmasına iletişim denir. Birlikte yaşayan insanların anlaşma ve paylaşma zorunluluğu sonucunda iletişim ortaya çıkmıştır. Bunun için iletişim, yaşamanın gereğidir. Her yaşama biçiminde ortaya çıkan insan ilişkileri kendi iletişim biçimini oluşturmuştur. İletişim bir toplulukta veya bir grupta oldukça önemlidir ve sosyal açıdan olmazsa olmaz bir nitelik taşımaktadır. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için iletişim kurmak zorundadır.

    İletişimin Özellikleri

    1. Eski çağlardan günümüze gelinceye kadar pek çok aşamadan geçmiştir.
    2. İlkel insanlar birtakım sesler çıkararak, ateş ve dumanla işaretleşerek iletişim kurmuşlardır. Daha sonraki dönemlerde posta güvercini kullanılmıştır. Posta güvercinlerinin dünya üzerindeki geçmişinin çok eskilere, milattan önce 1200 yıllarına dayandığı söyleniyor. Bu yıllarda Mısır’da güvercinlerden haberleşme amacı ile yararlanıldığı bilinmektedir.
    3. Trafik işaretleri ile kurum ve kuruluşların (parti, dernek, vakıfların vb.) kullandıkları şema, amblem, sembol gibi işaretler birer iletişim aracıdır. Ancak bu araçlar sınırlı sayıdaki bireyler arasında iletişim sağlar.
    4. Dil dışındaki göstergelerle de gerçekleşen iletişimler vardır. Zamanla bu ihtiyaç zenginleşmiş, gelişmiş ve kitle iletişim araçları (radyo, televizyon, telefon, internet, gazete, dergi vb.) oluşmuştur. Kitle iletişim araçlarının yaygınlık kazanması yeni ve yakın çağlara özgü bir olaydır. Bu araçların icadına gelinceye kadar denebilir ki iletişim insanla insan arasında doğrudan ilişkilerle gerçekleştiriliyordu.
    5. Dille gerçekleştirilen iletişim resim, şekil, işaret ve beden diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve daha kullanışlıdır. Bu bakımdan duygu, düşünce ve isteklerin aktarılmasında daha çok, dil kullanılır.
    6. İletişim, yalnızca sözlerin aktarılması değildir. İnsanın insanla karşılaştığı ve ilişki kurduğu her yerde, her zamanda, her durumda iletişim vardır. Bu yüzden iletişim, yaşamın akışı içinde farklı biçimlerde karşımıza çıkar.
    7. iletişimde gönderilecek bir ileti, bu iletiyi alması düşünülen hedef bir alıcı veya alıcı kitlesi bulunmaktadır. Göndericiyle alıcı arasındaki ilişki, iletinin düzenlenme biçimini belirler. Göndericinin iletiyi hazırlamakta ve göndermekteki niyeti önemlidir. Çünkü ileti, bu niyet ve isteğe göre düzenlenir.

    İletişimin Temel Ögeleri

    Kaynak (Gönderici): İletiyi (mesajı) oluşturan ve bir kanal ile hedef kitleye ulaştıran birimdir. Duygu, düşünce, istek ya da bilginin iletilmesinde sözü söyleyen kişidir. Etkileyici bir iletişimden söz edebilmek için kaynağın güvenilir olması gerekmektedir.

    İleti (Mesaj): Gönderici ile alıcı arasında aktarılan duygu, düşünce, istek ya da bilgidir. Harf, rakam, ses, ses tonu, yüz anlatımı, her çeşit görsel, işitsel anlatımlar, hatta dokunma, kaynağın alıcıya gönderdiği duygu, düşünce ve davranışların kodlanmış halidir.

    Kanal (Araç): Gönderici ile alıcı arasındaki iletinin gönderilme şeklidir. Başka bir deyişle kaynakla alıcı arasındaki iletinin aktarılmasını sağlayan yoldur. Alıcı: İletinin (mesajın) ulaşması istenen kişi ya da gruba alıcı denilmektedir. İletişim sürecinde, verilerin kodlanıp çözümlenmesi kaynak ile alıcı arasındaki bilgi, düşünce, deneyim, tutum, inanç, gereksinim, istek, ilgi, rol, dil yeteneği, algılayış biçimi gibi etkenlere bağlıdır.

    Dönüt (Geri bildirim): İletişim sürecinin son aşamasıdır. Alıcının iletiye (mesaja) verdiği yanıt alarak tanımlayabiliriz. Geri bildirim yolu ile verilmek istenen iletinin anlaşılıp, anlaşılmadığı değerlendirilir. Geri bildirimin alınması verilmek istenen mesajın benimsenmesini (içselleştirilmesini) sağlayacaktır. Bağlam: İletişime katılan unsurların birlikte meydana getirdikleri ortamdır.

    İletişim ve Gösterge

    Gösterge: Başka bir şeyin yerini tutabilen, kendi dışında bir anlamı belirten her çeşit nesne, biçim, olgu ve görünüşün genel adıdır. Bir göstergenin gerçek dünyadaki karşılığına gönderge denir. Sözcük, resim, şekil, işaret gibi diğer öğelere de gösteren adı verilir. Eğer gösteren olgu akılda birtakım görüntüler oluşturuyorsa; bu da gösterilendir.

    Göstergeler, özelliklerine göre üç gruba ayrılır:

    1) Dil Göstergesi: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü fiil bu gruba girer. Her sözcük bir dil göstergesidir.
    2) Doğal Gösterge: Doğal güzellikler, yaprakların sonbaharda sararması gibi durumlar doğal göstergelerdir.
    3) Sosyal Gösterge: Trafik ışıkları ve işaretleri, görgü kuralları gibi sosyal öğeler, sosyal göstergelerdir.
    1. İletişim göstergeler aracılığıyla sağlanır.
    2. İnsanların iletişimde bulunmak amacıyla kullandığı doğal diller birer gösterge sistemidir. El, kol, kaş, göz ve yüz hareketleriyle hatta duruş ve kalkışla da bazı niyet ve düşünceler ifade edilebilir.
    3. Resimler, müzik parçaları, edebî metinler, flamalar, trafik işaretleri, kıyafetler bir göstergedir.
    4. İletişimin bütün türlerinde gönderici, alıcıya iletisini göstergeler yardımıyla iletir. Yani iletişimde gösterge temel kavramlardan biridir. Çünkü iletişimde varlık ve objeler değil; onların karşılığı olan göstergeler kullanılır.
    5. İletişim, göstergeleri yerinde, doğru ve etkili kullanma sanatıdır. Bunun ilk basamağı, kullanılacak göstergelerin ifade güçlerini, çağrışım değerlerini bilmek ve hedef kitle üzerindeki etkilerini iyi hesaplamaktır.

    Göstergelerin Gruplandırılması

    İnsanlar, günlük yaşamlarında çevrelerinden sayısız ileti alır. Bunların bir bölümünü çözümler, anlamlandırır; bir bölümünü çözümleyemez, insanların çevreleriyle ilişkisi, bu çevrelerden gelenleri algılayarak bilgi hâline dönüştürüp kullanması iletişimle gerçekleşir. Bu iletilenin bir bölümü doğaldır, insan istemi dışında gerçekleşir. Bir bölümü de insanın anlaşma-anlama yetene-ğiyle istemli olarak gerçekleşir.

    Dil Göstergeleri

    Dilde anlamı olan en küçük birime dil göstergesi denir. Türkçede kelimeler ve fiil çekim ekleri dil göstergesidir.

    1. Ses taklidi kelimeler dışında nedensizdir, oldukları gibi kabul edilmiştir.
    2. Sebepsiz yere bırakılıp yerlerine yenileri uydurulmaz, dil kendi doğal seyri içinde değişebilir.
    3. En etkili değilse de en yaygın ve en kullanışlı göstergeler, dil göstergeleridir. Çünkü taşınmaları ve kullanılmaları daha kolaydır.
    4. Çok anlamlıdır, yan anlam kazanabilirler. Bu yüzden dille iletişim insanın ayırt edici özelliğidir.
    5. Çizgiseldir. Sesler art arda gelerek bu özelliği oluşturur. Anlatımda sözcüklerin birbirini izlemesiyle ortaya çıkar.

    Vapurdaki yolculardan biri, martılara simit atıyordu.

    Bu cümleyi doğru algılayabilmek için cümledeki sözcüklerinin hepsinin kullanılmasını beklemek zorundayız. Oysa görsel iletişimde, fotoğraf ya da filmde yolcunun martılara simit atışı bir anda gerçekleşmektedir.

    – Dilde her şey ayırıcı birimlerin birleşimiyle işler.

    Bal, dal, fal, mal sözcüklerinde b, d, f, m ünsüzleri ayırıcı birimlerdir.

    – Dil, çift eklemlidir. Yani dil göstergeleri, yer aldıkları dizi içinde farklı anlamlar kazanabilir.

    Gözü kanlanmış, gözden düşmek, masanın gözü söz gruplarında aynı gösterge (göz) farklı olarak kullanılmıştır.

    Dil Dışı Göstergeler

    Dil dışı göstergelerin bütün iletileri açıklama imkânı yoktur. Resim, şekil, işaret, hareket, jest ve mimikler bu gruba girer.

    a) Belirti: Bir amaç taşımayan ve istem dışı gerçekleşen doğal göstergelerdir. Belirtiler, yorum yapmayı gerektirir. Yapılan yorumlar, ya daha önceki yaşantılarla ya da bilimsel gerçeklerle bağlantılıdır.

    1. Direğin tepesindeki bayrağın dalgalanması rüzgâr estiğinin belirtisidir.
    2. Merdivende duyulan ayak sesi, orada birinin olduğunun belirtisidir.
    3. Ateş ve öksürük bir hastalığın belirtisidir. Ancak bu hasta insanın doğal hâlidir, doktor, bu doğal hâli yorumlar.
    4. Romatizma hastası olan birinin, kapalı bir havada bacaklarının ağrıması yağmur yağacağının belirtisi olarak yorumlanabilir.
    5. Bir çocuğun şişeyi ağzına diktiği gibi ara vermeden içmesi, çok susadığının belirtisidir.

    b) Belirtke: Kendi varlık sebebi dışında bir özelliği ifade etmek üzere kullanılan ve toplumun diğer üyeleri tarafından bu anlam değeri anlaşılan göstergelerdir. Belirtkelerde gösterenle gösterilen arasındaki ilişki uzlaşmaya dayanır. Trafik levhaları, bazı yasakları ve uyarıları ifade eden şekil ve işaretler bu gruba girer.

    Bir deniz fenerinin değişik biçimlerde yanıp sönmesi ile denizcileri bilgilendirmesi belirtke grubuna girer. (Deniz fenerleri; gündüz yapısı, geceleri ise yaydıkları ışıkla yakınlarından geçen gemilerin mevkilerini bulmaya yardımcı olur. Birbirlerinden farklı ışık işareti gösteren fenerler sabit konumlarıyla güvenilir seyir yardımcılarıdır. Kırmızı ışık, bölgenin sığlık ve tehlikeli alan olduğunu ifade ediyor. Gemi kaptanları bu tip fener ışığını görünce rotalarını daha dikkatli takip ediyor. Yeşil ışık, bölgenin su derinliğinin emniyetli olduğunu gösteriyor. Beyaz ışıkta ise gemi kaptanları bulundukları mevkii öğrene-biliyor.)

    Bir lambanın kısa ve uzun olarak yakılması ile Mors alfabesi kullanılabilir. Mors alfabesindeki harf ve rakamlar da bir belirtkedir. (Mors Alfabesi, kısa ve uzun sinyaller kullanılarak iletişimi sağlayan bir sistemdir. Mors Alfabesinde bir uzun ve bir kısa sinyal kullanılarak her harfe, her rakama ve noktalama işaretlerine karşılık gelen gruplar oluşturulmuştur. Aslında en başta Mors sadece sayılara karşılık geliyor ve bu sayılar birer harfi ifade ediyorlardı. Oluşturulan bu kodlar öyle kullanışlı olmuşlardır ki; kimi zaman mors alfabesi ışık ile, kimi zaman ses ile, kimi zaman da elektrik sinyalleriyle iletilmiş ve her seferinde de çok işlevsel olmuştur.)

    c) Görsel Gösterge (İkon): Dil kullanılmadan bilgi ve iletilerin aktarıldığı araçlardır. Gösteren ile gösterilen arasında sağlam bir benzerlik ilişkisi vardır. Kısacası, gerçekliği doğrudan doğruya aktaran bütün biçimler ikondur. İkonun en tipik örneği portrelerdir. Aynı biçimde; resimler, şemalar, fotoğraflar, heykeller ikon olarak kabul edilebilir. Belirtilerin aksine, ikonlar isteyerek ve belli amaçlara yönelik olarak insanlar tarafından üretilir.

    Tıbbi bir cihazdaki veya kitaptaki kalp işareti, resmi veya fotoğrafı ikondur. (Fakat bu kalp işareti, resmi ya da fotoğrafı, soyut olan “aşk” kavramını karşılamak için kullanıldığında, bu göstergeye simge diyoruz. Bu nedenle ikon, gerçekliği; simge, anlamları belirtir.)

    d) Simge: Benzerlik ve uzlaşma ilişkisiyle soyut bir gösterilene göndermede bulunan görsel biçimdir. Simgenin göstereniyle gösterileni arasında anlam, benzerlik ve bu simgeyi kullananlar arasındaki bir uzlaşma söz konusudur. Simgenin ilettiği anlam evrensel ya da toplumsal olabilmektedir.

    1. Kalp resmi, aşkın simgesidir.
    2. Kum saati, zamanın simgesidir.
    3. Zeytin dalı, barışın simgesidir.
    4. Dört yapraklı yonca, evrensel olarak “şans ve umut” simgesine dönüşmüştür.

    İnsan, İletişim ve Dil

    Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan, kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış, seslerden örülmüş bir anlaşma sistemidir. İnsan, varlıklar karşısında dille ilişki kuran, dille dünyayı algılayan, değerlendiren bir varlıktır. Bu bakımdan insan, dilinin evreninde vardır. Çevreyle ve kendi kendisiyle ilişkilerini daha çok, dille düzenler. Bazen de yine dilin dünyasında düzenlenmiş ve olgunlaştırılmış fiziksel hareket ve görünüşleri de iletişimde kullandığı görülür.

    İletişim Türleri

    Sözlü İletişim

    Sözlü iletişimler, “dil ve dil ötesi” olmak üzere ikiye ayrılır, insanların karşılıklı konuşmalarını “dille iletişim” kabul edebiliriz. Dille iletişimde kişiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; sesin tonu ve sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar vb. özellikler, dil ötesi iletişim sayılır. Dille iletişimde kişilerin “ne söyledikleri”, dil ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir.

    Kaynak ve alıcı arasındaki konuşmanın her türü, sözlü iletişim olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla, sözlü iletişim, yazılmış ya da yazılmamış sözcüklerin söylenmesi ile gerçekleşen bir iletişim türü olduğu için ses ve işitmeye dayalı bir iletişimdir. Sözlü iletişimde kullanılan araçlara göre yer ve zaman birlikteliği ve farklılığı oluşur. Sözlü iletişimlerimizi, en yoğun ve en yaygın ola-rak bir araç kullanmaksızın yüz yüze etkileşim içerisinde gerçekleştiririz. Günümüzde gelişen iletişim teknolojileri özellikle, telsiz, telefon, radyo, televizyon gibi araçlar sayesinde coğrafi uzaklıkların anlamı kalmamıştır.

    Yazılı İletişim

    İnsanın zaman ve mekândaki iletişim olanaklarını genişletmede en etkin iletişim biçimidir. Haberleşmede, bilgi ve deneyimleri zaman içinde biriktirme de sözlü iletişime göre daha güvenilir bir yol olan yazılı iletişimin kökeni, mağara resimlerine kadar uzanmaktadır.

    Yazının ortaya çıkışı ve geçirdiği değişimler, kültürel değişimin sonucu olmuştur. Yazı, insanlar arasındaki ilişkilerde ve iletişimde, hem bağlayıcı, hem de güvenlik sağlayıcı işlevler üstlenir. “Söz uçar, yazı kalır” deyişinde olduğu gibi, söz yazıya geçirildiğinde kalıcı ve somut bir gerçeklik kazanır. Dolayısıyla gerçekten de yazılı iletişimin gelişmesiyle birlikte, insan ve kurumsal ilişiklerin niteliği de değişime uğramıştır. İnsanın kendisini, duygu ve düşüncelerini yazılı olarak başkalarına anlatması, bilimsel, düşünsel ve edebi yapıtların yazılarak ve özellikle basılarak çoğaltılması sonucunda toplumların gerek ekonomik gerekse kültürel ve bilimsel anlamda büyük sıçramalar yaptığını biliyoruz.

    Sözsüz İletişim

    Konuşulan dilin dışında jestler, mimikler ve diğer dilsel olmayan işaretler aracılığıyla ifade edilen iletim biçimlerini kapsar. Günlük iletişimin önemli bir kısmı sözsüz iletişime dayanır, insanlar, birbirlerinin gözlerine bakmaları ya da kaçırmalarıyla, giyimleri, duruşları, oturuş biçimleri, aralarına koydukları fiziksel uzaklık gibi görsel simgelerle, birbirleri hakkında sezgisel bilgi edinerek, sözcüklere başvurmadan iletişim kurabilirler. İletişimin, etkili ve özellikle inandırıcı olmasında, duyguların payı çok büyüktür.

    İnsanın düşüncelerini, bilgilerini iletmede en temel araç olan konuşma dili, duyguların, heyecanların, coşkuların iletilmesinde çoğu kez yetersiz kalır. Bu nedenle, konuşurken duygularımızı, heyecanlarımızı ifade edecek mimiklere, el kol hareketlerine farkında olmadan başvururuz.

    Dilin Özellikleri

    1. Dil bir anlaşma aracıdır, insanlar duygu, düşünce, istek ve kanılarını dil aracılığıyla karşısındaki insanlara anlatır.
    2. Dilin ne zaman doğduğu, nasıl doğduğu kesinlik kazanmamıştır.
    3. Dil bir kurallar dizgesidir. Her dilin kendine özgü kuralları vardır. Ağızdan çıkan her ses konuşmayı oluşturmaz. Bu sesler belirli kurallar doğrultusunda yan yana gelerek seslemi (hece), seslemlerin yan yana gelmesi sözcükleri, sözcüklerin yan yana gelmesi cümleleri (tümce) oluşturmaktadır. İşte bu yan yana gelişler bir kurallar zinciri doğrultusunda olur.
    4. Dil sosyal bir kurumdur. İnsan sosyal bir canlı olduğundan, toplumla birlikte yaşamak zorundadır. Kullandığı dil de sosyal bir kurumdur. İnsan konuşma yetisiyle doğar; ama kullanacağı dil doğduğu toplumda vardır. Yani birey dili hazır bulur. Dil, bireylerin üstünde, toplumun malı olan ve bütün toplumu içine alan bir kurumdur.
    5. Dil kültürün aynasıdır. Dil bir toplumun kültürünün özelliklerini kendisinde taşır. Kültürün önemli bir öğesi olan dil aynı zamanda kültürün gelişmesini sağlar. Kültürün gelecek kuşaklara taşınması dil aracılığıyla olur.
    6. Dil doğal bir araçtır. Kendi kuralları vardır, insanlar bu kurallara uyarak dilden yararlanabilirler. Dil yapay bir araç değildir. Ortak dil olarak oluşturulmaya çalışılan Esperanto dilinin kullanılmayışının, yaygınlaşmamasının bir nedeni de budur. Dil maddi bir araç gibi oluşturulamaz. Oluşturulmaya çalışıldığı zaman doğallığı yok olur, kendi kendini üretmez.
    7. Dil düşünceyi etkilemektedir. Dil zenginliği düşünce zenginliğinin bir göstergesidir.
    8. Dil canlı bir varlıktır. Dil kendi kuralları doğrultusunda gelişen canlı bir varlıktır. Dil de canlı bir varlık gibi doğar, büyür, gelişir, değişir ve ölür. Bunun en güzel örneği dili oluşturan öğelerden sözcüklerin zaman içinde uğradıkları değişikliklerdir. Günümüzde, Türkiye Türkçesinde değişikliğe uğramış veya kullanılmayan birçok Türkçe sözcük vardır.

    Dilin Ulus Hayatındaki Yeri ve Önemi

    1. Dil birliği, ulusu oluşturan özelliklerin başında gelir.
    2. Bir ulusun dili; onun tarihi, dini ve kültürüyle iç içedir.
    3. Dil, bir ulusun manevi ve kültür değerlerini, millet olabilme özelliklerini bünyesinde sımsıkı korur.
    4. Dil, bir ulusu meydana getiren bireyler arasında ortak duygu ve düşünceler meydana getirir.
    5. Dil, bir ulusun birlik ve bütünlüğünü sağlayan en güçlü bağdır.
    6. Edebiyat eserleri dille oluşturulur ve milletin estetik anlayışını ortaya koyar.
    7. Dil, geçmişi bugüne, bugünü yarına bağlar.

    Dilin İşlevleri

    insanın geliştirdiği en gelişmiş doğal iletişim aracı dildir. Dil, iletişim esnasında değer ve anlamlar kazanır. Dil, anlamını kullanıldığı bağlamdan alır ve bu bağlamda işlevler yüklenir. Yani dil, iletişim sırasında kullanılırken değişik işlevler kazanır. Bu işlevleri de bağlamda yer alan öğeler belirler.

    Kurguladığı olayları roman biçiminde yansıtan yazar ile bilimsel araştırmasını makale şeklinde ortaya koyan bir bilim adamı dili aynı işlevde kullanmaz. Çünkü bunların amacı farklıdır. Yazar kendi kurduğu dünyayı kelimelerin yan, mecaz ve çağrışımsal anlamlarından da yararlanarak öznel bir şekilde aktarır. Bilim adamı ise var olan gerçekliği değiştirmeden, kelimelerin daha çok gerçek anlamlarından yararlanarak bilimsel bir üslupla aktarır. Dolayısıyla dilin işlevi, kullanıcının, dili kullanma amacına göre değişiklik gösterir.

    Göndergesel İşlev

    Amaç, herhangi bir şeyi açıklamak, hakkında bilgi vermek, bir düşünceyi aktarmaktır. Başka bir ifadeyle dilin bilgi verme işlevidir. Bir göndergeyi tanıtmak üzere ortaya konulan metinlerde dil, bu işleviyle kullanılır.

    Kardelen, nergisgillerden, baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitkidir.

    Ünlü tasavvuf şairi Yunus Emre, şiirlerinde daha çok, lirik bir duyarlıkla İlahî aşkı dile getirmiştir.

    Bu kol düğmelerini, sana doğum günü hediyesi olarak aldım. İskeledeki yetkililer, Yalova seferlerinin iptal edildiğini söylediler.

    Dostoyevski, “İnsancıklar” romanında imkânsız bir aşkı anlatmıştır.

    Heyecana Bağlı İşlev

    Göndericinin kendi iletisine karşı tutum ve davranışını belirtir. Bu işlevde çoğunlukla duygular, heyecanlar, korkular, sevinç ve üzüntüler dile getirilir. Dilin göndergesel işlevinde nesnellik, heyecana bağlı işlevinde öznellik hâkimdir.

    Sapsarı yaprakların üzerine döküldüğü, bankta yapayalnız oturan ihtiyar, iriş kırış yüzüyle dünyanın kahrına dayanmaya çalışan, gelecekten umudu kalmamış bir adamı andırıyordu.

    Ey güzel dost, sen de vefayı semtten ibaret zannedenlerdenmişsin meğer, aldanmışım!

    Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi

    İletinin, bir bakıma çağrı işlevi gördüğü bu işlevde amaç, alıcıda bir tepki ve davranış değişikliği meydana getirmektir. Onun için, bu işlevde ileti, alıcıyı harekete geçirmek üzere düzenlenir. Bu işlevle hazırlanan metinlerde gönderici, iletiyi alanı işin içine sokmayı hedefler.

    Sayın Kullanıcı, makineyi paketinden çıkarmayınız, servis gelmeden herhangi bir işlem yapmayınız.

    Sevgili Öğrenciler, sınav sürenizi dikkatli kullanmaya özen gösteriniz.

    Kanalı Kontrol İşlevi

    Gönderici ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını, sürdürülmesini amaçlayan bu işlevde iletinin içeriğinden çok, iletişimin devamlılığı esastır. Bu işlevde eti, kanalın iletiyi iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla düzenlenir.

    Arka taraftaki seyirciler sahneyi rahatça görebiliyor musunuz?

    Söyleyin bakalım bana, kendinden başkasını düşünmeyen bencil birini, başkası hiç düşünür mü?

    Yarın akşam burada buluşup yola çıkacağız, tamam mı arkadaşlar?

    Dil Ötesi İşlev

    Dili açıklamak, dille ilgili bilgi vermek için düzenlenen iletilerde kullanılır. Dil Bilgisi kurallarını ve dille ilgili hususları anlatmak için de kullanılır.

    Evdeki, odadaki, onunki, dünkü, o günkü sözcüklerinde bulunan; bağlantı kavramı veren -ki ekine, ilgi (aidiyet) eki adı verilir.

    Türkçede, türemiş sözcükler, çekim eki alabilir.

    Basit cümlede tek yargı bulunur.

    Şiirsel (Sanatsal) İşlev

    Bir iletinin iletisi kendisinde ise dil şiirsel işlevde kullanılmıştır. Bu durumda ileti, kendi dışında herhangi bir şeyi ifade etmez, yansıtmaz. Örneğin dilin şiirsel işlevde kullanıldığı metinler olan lirik anlatılarda ve şiirlerde şiirin amacı o şiirin kendisidir. Şiirsel işlevin kullanıldığı metinlerde gönderici, alıcıda hissettirmek istediği etkileri uyandırmak için, dili istediği gibi kullanır. Yani kendi üslubunu oluşturmak için bir anlamda dili yeniden oluşturur. Edebi sanatlardan, çağrışım gücü yüksek sözcüklerden yararlanarak imgeler oluşturur, sözcükleri daha çok yan ve mecaz anlamlarda kullanır. Edebi metinlerde dil şiirsel işlevde kullanılır.

    Dil Bilgisi

    Dil, bilimsel yöntemlerle incelenir. Dilin doğuşunu, gelişimini, seslerini, sözcük yapılarını, sözcüklerin anlamını, sözcük köklerini ve cümle kuruluşunu inceleyen ve bunları kurallara bağlayan bilim dalına dil bilgisi (gramer) denir. Dil bilgisi, bir dili seslerinden cümlelere kadar, içerdiği bütün dil birliklerini, geniş bir şekilde anlam ve görevlerini kapsayacak şekilde inceler. Dil bilgisi kuralları, bir grup tarafından hazırlanmayıp o dili kullanan insanların zaman içinde gerekli kuralları oluşturmaları veya var olan kuralları dilin gelişimine göre değiştirmeleri sonucu oluşur.

    Dilbilgisi incelediği dil unsurlarına göre kendi içinde bölümlere ayrılır. Bu bölümlerin hemen hepsi dilbilgisi içinde ayrı ayrı incelenmelerine rağmen, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmazlar ve her zaman birbirlerine karışırlar. Bu yüzden dilbilgisi, bir dili bütün cepheleriyle bir bütün olarak ele alıp inceler.

    1) Ses Bilgisi (Fonetik): Bir dilin seslerini boğumlanma noktaları, boğumlanma özellikleri vb. bakımlardan inceleyen dil bilim dalıdır. Bir dilin en küçük yapı taşı sestir ve ses bilgisi, sesleri kendisine inceleme konusu yapar. Dil seslerinin nitelikleri ve sınıflandırması, seslerdeki değişim ve gelişmeler, vurgu ve tonlama özellikleri vb. konulara açıklık getirir.

    2) Biçim Bilgisi (Morfoloji): Sözcükleri biçim yönünden inceleyerek kök ve eklerin yapısını belirleyen bilim dalıdır. Dildeki kök ve eklerin nasıl kullanıldığını, birbirleriyle ilişkilerini, isim ve fiil köklerini, yapım ve çekim eklerini, sözcük türlerini ve türetme şekilleriyle kök, ek, gövde gibi kavramları inceler.

    3) Köken Bilim (Etimoloji): Dildeki sözcükleri köken (çıkış) bakımından inceleyen bilim dalıdır. Sözcüklerin köklerinin ilk şeklinin nasıl olduğu, hangi köklerden türediği, tarihî süreç içerisindeki değişimleri, ilk olarak hangi anlamları taşıdığı vb. geçmiş zamanlara yönelik araştırmalar yapar.

    4) Anlam Bilim (Semantik): Sözcükleri anlam yönüyle inceleyen bilim dalıdır. Sözcüklerin temel, mecaz ve yan anlamları, eş ve zıt anlamlıları, cümle içindeki anlamları gibi unsurlar üzerinde yoğunlaşır. Sözcüklerin anlamlarında meydana gelen değişimleri de inceler.

    5) Cümle Bilgisi (Söz Dizimi, Sentaks): Sözcük ve sözcük gruplarının bir- biriyle olan ilişkilerini, cümledeki görevlerini ve durumunu inceleyen bilim dalıdır. Cümlenin öğeleri ve cümle türlerini de araştırır ve tanımlar.

    6) Lehçe Bilgisi (Diyalektoloji): Bir dilin lehçe, ağız ve şive gibi dallarını, bunlar arasındaki ses, şekil ve söz farklılıklarını ortaya koymayı amaçlayan lehçe bilgisi, bu dalların ve bunlar arasındaki farklılıkların ortaya çıkış süreçlerini, hangi bölgelerde nasıl kullanıldıklarını ortaya koymayı amaçlar.

    Dil ve Kültür İlişkisi

    9. Sınıf İletişim ve Ögeleri konumuza, Dil ve Kültür İlişkisi başlığı altında devam ediyoruz. En genel anlamıyla kültür bir toplumun maddi ve manevi alanda ortaya koyduğu tüm eserlerdir. Toplumların yaşam biçimleri, gelenek görenekleri kullandıkları araç gereçleri, inançları, dili, sanat anlayışı vb. kültürü oluşturur. Toplumlar yüzyıllar boyu maddi ve manevi alanda çok değerli eserler üretmişlerdir. Bu eserler gelecek kuşaklara dil sayesinde aktarılır. Örneğin islâmiyetten önceki döneme ait destan, koşuk, sagu, savlar, Orhun Yazıtları, Dede Korkut Hikâyeleri, Yunus Emre’nin şiirleri dil sayesinde günümüze dek yaşamışlardır. Günümüz gençleri o eserleri okuyarak o dönemle ilgili bilgi sahibi olabilirler. Bu bilgilenme dil sayesinde olmaktadır.

    Kültür, insanın başlangıçtan bugüne zihni ve emeğiyle ortaya koyduğu her türlü bilgi ve etkinlik birikimini konu alır. Bir toplumun yaşam biçimi kültürle oluşur. İnsanların bir arada yaşayıp ortak değer ve kaygıları paylaşması da iletişimle yakından ilgilidir. En elverişli iletişim aracı da dildir. Bunun için kültürle dil arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Kültür, dille oluşur ve kuşaktan kuşağa aktarılır. Dil de kendisini kullanan toplumun kültürüne göre zenginleşir, genişler ve yeni imkânlar kazanır. Böylece toplumdaki üretim sistemi, akrabalık ve aile ilişkileri, günlük hayatla ilgili kurallar, her türlü düşünce ve sanat etkinlikleri, bilimsel ve dinî tutumlar, bütün bunlar çevresinde geliştirilen kurumlar, ortaya konan eser ve etkinlikler kültürün alanına girer.

    Dil ve Kültürün Ortak Özellikleri

    1. Dil ve kültür, geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir köprü vazifesi görür.
    2. Bir ulusun oluşmasında, ayakta kalmasında, varlığını sürdürmede ortak dil ve kültürün önemli bir payı vardır.
    3. Dil ve kültür, ait olduğu ulusun yaşam biçiminden önemli izler barındırır.
    4. Kültür ve dil, toplumu oluşturan bireylerin iletişiminde önemli rol oynar.
    5. Dil ile kültür birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütündür.

    Yazı Dili

    Bir dilde birliği, anlaşmayı sağlamak için yazıda kullanılan ortak dile yazı dili denir. Yazı dili kitap dili, kültür dili ya da edebî dil olarak da adlandırılır. Başka bir deyişle resmî yazışmalarda, gazete ve dergi yazılarında kullanılan dildir. Bugün Türkiye’de İstanbul ağzı yazı dili olarak kullanılmaktadır. Çünkü İstanbul yüzyıllardan beri Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış bir kentimizdir. İnsanlar yüzyıllardan beri imparatorluğun pek çok yöresinden buraya göç etmişler ve işleyip geliştirerek bir dil oluşturmuşlardır.

    1. Görme duyusuna hitap eden bir dildir.
    2. Noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına dikkat edilir.
    3. Konuşma diline göre, daha uzun cümleler kullanılır.

    Konuşma Dili

    Günlük yaşamda, evde, sokakta, çarşı ve pazarda kullanılan dile konuşma dili denir. Bu dil, doğal olduğu için konuşurken cümlemizin kurallı olup olmadığına, kelimelerin doğru sıralanıp sıralanmadığına, söyleyişin doğru olup olmadığına pek dikkat etmeyiz.

    1. El, yüz ve vücut hareketlerine, ses tonuna, vurguya ve tonlamaya dikkat edilir. Bu öğeler konuşmada sözün anlatım gücünü etkiler.
    2. İşitme duyumuza hitap eder.
    3. Kişilerin kültür düzeylerine ve bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir.

    Konuşma Dili ve Yazı Dili Arasındaki Farklar

    1. Bir ülkede bir yazı dili varken birden fazla konuşma dili vardır.
    2. Konuşma dili doğaldır, yazı dili yapay bir dildir.
    3. Yazı dilinde kurallar varken konuşma dilinde yoktur.
    4. Yazı dilinin kullanım sahası, konuşma diline göre daha geniştir.
    5. Konuşma dili, günlük hayatta farklılık gösterirken yazı dili göstermez.
    6. Okuma yazma oranı düştükçe dili kullanmada yöresel özellikler çoğalır. Böylece konuşmada ağız, şive ve lehçe farklılıkları görülür.
    Lehçe

    Bir dilin, tarih süreçte izlenemeyen, ondan ayrılmış koludur. Coğrafi ve kültürel etmenler bu ayrılmada rol oynar. Lehçelerde, ses, şekil ve kelime ayrılıkları çok büyüktür.

    1. Türkçe: Nasılsınız?
    2. Çuvaşça: Minle purînatir?
    3. Yakutça: Haydah oloroğut?
    Şive

    Bir dilin, izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış koludur. Ses, şekil ve kelime ayrılıkları, lehçede olduğu kadar büyük değildir.

    1. Türkiye Türkçesi: yazıyor
    2. Türkmence: yazyar
    3. Azerice: yazır
    Ek Ağız

    Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma şekillerine denir. Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış aynıdır.

    1. İstanbul ağzı: geliyorum
    2. Karadeniz ağzı: celiyrum
    3. Konya ağzı: geliyom
    Argo

    Bir dil içinde belli bir grubun, sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek kullanmasıyla oluşan konuşma şeklidir. Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken, genellikle eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyimlerden oluşur.

    1. andaval: aptal, beceriksiz
    2. babalanmak: diklenmek, kabadayıca davranmak
    3. fiyaka satmak: gösteriş yapmak
    4. gümlemek: sınıfta kalmak
    Jargon

    Aynı meslek veya topluluktaki insanların, ortak dilden ayrı olarak kullandıkları, kendine özgü bir kelime hâzinesi olan özel bir dildir. Argoda olduğu gibi, o grup içinde sıkça konuşulan fikirlerin kısaca ifade edilebilmesi için geliştirilmiştir.

    Tıp jargonundan

    1. akut: çabuk ilerleyen (hastalık)
    2. kronik: uzun zamandan beri süren (hastalık)
    3. vaskülit: kan damarı duvarında iltihaplanma
    4. üveit: gözdeki damar tabakanın iltihabı


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2022-10-11 07:23:23

    Cevap : 9. Sınıf İletişim öğeleri POWER POİNT (PPTX) dosyasını alttan indirip kendinize göre düzenleyebilirsiniz..

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    İLETİŞİM ÖGELERİDuygu ve düşüncelerin karşı taraftaki kişiye konuşma, yazı, işaret, jest ve mimik gibi çeşitli yollarla aktarılması sürecine iletişim denir.İletişimin gerçekleşebilmesi için gönderici, alıcı, ileti, kanal, geri bildirim, kod ve bağlam gibi temel ögelere gereksinim vardır.Konu Videosu

    2. Sayfa
    İLETİŞİM ÖGELERİİLETİŞİM ÖGELERİGönderici (kaynak): Duygu, düşünce ve isteklerin aktarılmasında iletiyi hazırlayan, gönderen kişi ya da topluluktur.Alıcı: Kaynak tarafından yollanan iletiyi ya da mesajı alan ögedir. Bazen bir kişi ya da topluluk olabilir.İleti (mesaj): Gönderici ile alıcı arasında aktarılan duygu, düşünce ya da isteklerdir. Göndericinin duygu, düşünce ve isteklerinin görsel veya işitsel hâle dönüşmüş seklidir.

    3. Sayfa
    İLETİŞİM ÖGELERİKanal: Gönderici ile alıcı arasındaki iletinin gönderilme şeklidir. İletinin alıcıya ulaşmasında kullanılan bu yol sözlü-yazılı olabilir.Geri bildirim (dönüt): Alıcının göndericiye verdiği tepkidir. Gönderici, iletinin anlaşılıp anlaşılmadığını geri bildirim sayesinde öğrenir.Kod (şifre): İletişimin dil biçimi halinde düzenlenmesi,şifrelenmesidir. İletişimin gerçekleşebilmesi için göndericinin ve alıcının aynı kodu bilmesi gerekir.Bağlam: İletişimin gerçekleştiği yer, iletişime katılan ögelerin birlikte oluşturduğu ortamdır.İLETİŞİM ÖGELERİÖğretmen; “Bu sınavda yüksek not almayı bekleyen var mı?” dedi. Arka sıralardan Ahmet parmak kaldırdı ve “Ben” dedi.Gönderici: ÖğretmenAlıcı: Öğrencilerİleti: Bu sınavda yüksek not almayı bekleyen var mı?Dönüt: Ben Kanal: Ses Bağlam: Sınıf

    4. Sayfa
    DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARIBir konuda ileri sürülen düşünceyi geliştirmek, desteklemek, inandırıcı kılmak ve düşüncenin etkisini artırmak amacıyla başvurulan tekniklere düşünceyi geliştirme yolları denir.Tanımlama, benzetme, karşılaştırma, tanık gösterme (alıntı yapma), örnekleme, sayısal verilerden yararlanma başlıca düşünceyi geliştirme yollarındandır.Konu Videosu

    5. Sayfa
    Tanımlama:Bir kavram ya da varlığın belirgin özellikleriyle tanıtılmasıdır.Sözü edilen varlık ya da kavramla ilgili “Nedir?”, “Kimdir?” sorularının karşılığını içerir.Edebiyat, duygu ve düşüncelerin insanlarda estetik bir zevk uyandıracak şekilde yazı ve söz ile anlatılması sanatıdır.Benzetme:Anlatılan düşüncenin etkileyiciliğini arttırmak ve anlatılanların daha anlaşılır olmasını sağlamak adına anlatımda yer yer benzetmeler yapılabilir.Kış mevsimi buralarda Sibirya gibi geçmekteydi.Karşılaştırma:Varlık ve kavramlar birbirleriyle karşılaştırılarak varlıkların aynı ya da farklı yönlerine dikkat çekilmesi amaçlanır.tMaankıakleGdöahsatecridmdieb:ir üsluba sahipken denemelerde daha samimi, içten bir anlatım Btairrzıdsüözşükonncuesnudinuri.lgili konuda uzmanlığı ve yeterliliği kabul görmüş bir kişiden alıntı yapılarak desteklenmesi yoluna tanık gösterme denir.Açık sözlü bir sanattır tiyatro; hemen herkese seslenir. Onun için de bazı dönemlerde kendinden korkulan, çekinilen bir tür olup çıkmıştır. Nitekim Gogol’un “Yüzünüz çarpıksa aynaya kızmayın. O her şeyi olduğu gibi gösterir.” sözü tiyatronun yasaklandığı bir dönemde söylenmiştir.

    6. Sayfa
    Sayısal Verilerden Yararlanma:Anlatılan düşünceye, inandırıcılığı ve güvenilirliği en üst düzeyde tutmak için bilimsel araştırmaların sonucu ortaya çıkan sayısal verilerin kullanılmasıdır.İletişim alanındaki uzmanların araştırmalarına göre konuşmacının etkisinin %55’lik bir kısmı göze hitap eden ögelerle ilgilidir. Spikerin nasıl göründüğu,̈ yüz ifadesi, jest ve mimikler ile bütünüyle beden hareketleri gözle ilgili ögeleri oluşturmaktadır.Konuşmacının etkisinin %38’i ise sese dayanmaktadır.

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.