İşte Cevaplar
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap A, yani koşullu uyaran-koşullu tepki bağıdır. Klasik koşullanma, bir koşulsuz uyaran ve koşulsuz tepkinin, bir koşullu uyaran ve koşullu tepkiye dönüştürülmesi sürecidir. Bu süreçte, koşullu uyaran, koşulsuz uyarıcıyla eş zamanlı olarak sunulur. Bu eş zamanlı sunumun sonucunda, koşullu uyaran, koşulsuz uyaranın yerine geçerek koşullu tepkiyi ortaya çıkarmaya başlar.
Doğal uyaran-tepki bağı, klasik koşullanmada önemli bir rol oynar. Ancak, klasik koşullanma olabilmesi için tek başına yeterli değildir. Koşullu uyaran-koşullu tepki bağı da oluşmalıdır.
Optik kiazma ve beyin yarımküreleri arası bağ, klasik koşullanmada yer alan diğer önemli faktörlerdir. Ancak, bu faktörler, klasik koşullanma için gerekli değildir.
Klasik koşullanmada, koşullu uyaran, başlangıçta herhangi bir tepkiye neden olmaz. Ancak, koşulsuz uyaran ile eş zamanlı olarak sunulursa, koşullu uyaran, koşulsuz uyaranın yerine geçerek koşullu tepkiyi ortaya çıkarmaya başlar. Bu süreç, deneme-yanılma yoluyla gerçekleşir.
Örneğin, bir köpeğin salya tepkisi, doğal bir uyaran olan et ile koşulsuz bir tepkidir. Bu köpeğe, et ile aynı anda zil sesi çalınırsa, zamanla zil sesi, et ile eş anlamlı hale gelir ve köpek, zil sesini duyduğunda da salya tepkisi vermeye başlar. Bu durumda, zil sesi, koşullu uyaran; salya tepkisi ise, koşullu tepkidir.