Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Nazım hikmet büyük taarruz şiiri

Nazım hikmet büyük taarruz şiiri sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    H cnz

    • 2022-08-26 07:43:33

    Cevap : Nazım hikmet büyük taarruz şiiri

    Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
    Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam
    nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu
    ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
    birdenbire beş adım sağında onu gördü.

    Paşalar onun arkasındaydılar.
    O, saati sordu
    Paşalar: ‘Üç’, dediler.
    Sarışın bir kurda benziyordu
    Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
    Yürüdü uçurumun başına kadar,
    eğildi, durdu.
    Bıraksalar
    ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
    ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
    Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.



    Saat beşe on var.

    Kırk dakka sonra şafak sökecek.
    ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’
    Tınaztepe’ye karşı Kömürtepe güneyinde.
    On beşinci Piyade Fırkası’ndan iki ihtiyat zabiti ve onların genci,
    uzunu, Darülmuallimin mezunu Nureddin Eşfak,
    mavzer tabancasının emniyetiyle oynıyarak konuşuyor:

    — Bizim İstiklâl Marşı’nda aksıyan bir taraf var,
    bilmem ki, nasıl anlatsam, Akif, inanmış adam,
    fakat onun, ben, inandıklarının hepsine inanmıyorum.
    Meselâ, bakın ‘Gelecektir sana vadettiği günler Hakkın.
    ‘Hayır, gelecek günler için gökten âyet inmedi bize.
    Onu biz, kendimiz vadettik kendimize.
    Bir şarkı istiyorum zaferden sonrasına dair.
    ‘Kim bilir belki yarın…’

    Saat beşe beş var.

    Dağlar aydınlanıyor.
    Bir yerlerde bir şeyler yanıyor.
    Gün ağardı ağaracak.
    Kokusu tütmeğe başladı:
    Anadolu toprağı uyanıyor.
    Ve bu anda, kalbi bir şahan gibi göklere salıp
    ve pırıltılar görüp ve çok uzak
    çok uzak bir yerlere çağıran sesler duyarak
    bir müthiş ve mukaddes macerada, ön safta, en ön sırada,
    şahlanıp ölesi geliyordu insanın.
    Topçu evvel mülâzimi Hasan’ın yaşı yirmi birdi.
    Kumral başını gökyüzüne çevirdi, kalktı ayağa.
    Baktı, yıldızları ağaran muazzam karanlığa.
    Şimdi bir hamlede o kadar büyük.
    Öyle şöhretli işler yapmak istiyordu ki bütün ömrünü
    ve hâtırasını ve yedi buçukluk bataryasını
    ağlanacak kadar küçük buluyordu.

    Yüzbaşı sordu:

    — Saat kaç?

    — Beş.

    — Yarım saat sonra demek…

    98956 tüfek ve şoför Ahmet’in üç numrolu kamyonetinden
    yedi buçukluk şnayderlere, on beşlik obüslere kadar,
    bütün aletleriyle ve vatan uğrunda, yani, toprak ve hürriyet için
    ölebilmek kabiliyetleriyle Birinci ve ikinci Ordu’lar baskına hazırdılar.

    Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde, beygirinin yanında duran sarkık,
    siyah bıyıklı süvari kısa çizmeleriyle atladı atına.
    Nureddin Eşfak baktı saatına:

    — Beş otuz…
    Ve başladı topçu ateşiyle
    ve fecirle birlikte büyük taarruz…


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.